52 yıldan sonra bir ilk yaşanacak
IMF ile bir dönem kapanıyor.
26 Nisan 2013 Cuma
Hazine'nin, IMF'ye ödeyeceği son ana para geri ödemesinin tarihi 14 Mayıs olarak belirlendi.
14 Mayıs'ta Hazine, 19'uncu stand-by çerçevesinde IMF'ye son olarak 281
milyon 54 bin 813 SDR (yaklaşık 422,1 milyon ABD doları) ana para
ödemesi yapacak. Böylece Türkiye, 52 yıldan beri borçlu olduğu IMF ile
bir dönemi kapatacak.
2002'de 16,2 milyar SDR borç stoku bulunuyordu
Türkiye'nin 2002 yılında IMF'ye 16 milyar 246 milyon SDR borç stoku
bulunuyordu. Söz konusu borç stoku, 2005 yılında 10 milyar 247 milyon
SDR'ye, 2008 yılında 5 milyar 534 milyon SDR'ye, 2010 yılında 3 milyar
654 milyon SDR'ye, 2011 yılında da 1 milyar 874 milyon SDR'ye kadar
geriledi.
Geçen yıl 19'uncu stand-by'dan kalan borç stoku 562 milyon 109 bin 622 bin SDR'ye inmişti.
IMF ile ilişkiler nasıl devam edecek
IMF'nin bütün üye ülkelerin tabi olduğu 4. Madde Değerlendirme Süreci
(IMF Kuruluş Anlaşması'nın 4. maddesi kapsamında gerçekleştirilen ve
yılda bir kez üye ülkelere yönelik ayrıntılı gözden geçirme), her yıl
rutin olarak devam ediyor. Türkiye için stand-by düzenlemesi olmasa bile
bu uygulama devam edecek.
IMF, herhangi bir kredi düzenlemesinin bulunmadığı ya da program yürütmediği ülkelerde de temsilcilik bulundurabiliyor.
IMF Türkiye Yerleşik Temsilciliği, program ilişkisinin sona erdiği 2008
yılı Mayıs ayından itibaren, IMF ile üyelik ilişkileri kapsamında
faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.
Türkiye 66 yıldır üye
Bugün 188 üye ülkesi bulunan IMF, Temmuz 1944'te, ABD'nin New Hampshire
Eyaleti'nde bir Birleşmiş Milletler toplantısında, 1930'ların büyük
bunalımına katkıda bulunan rekabetçi devalüasyonların neden olduğu kısır
döngünün tekrarını önleyecek bir ekonomik işbirliği amacıyla
kurulmuştu.
IMF'nin başlıca görevleri, "ekonomik trend analizlerine ve ülke
temelindeki deneyimlere dayanarak hükümetlere ve merkez bankalarına
tavsiyede bulunmak, küresel, bölgesel ve bireysel ekonomilerin ve
piyasaların izlenmesine dayanarak araştırmalar, istatistikler ve
analizler yapmak, ülkelerin ekonomik zorluklarının üstesinden gelmesine
yardımcı olmak üzere borç vermek, ekonomilerin yönetimlerinin
iyileştirilmesinde ülkelere yardımcı olmak" şeklinde özetleniyor.
IMF'nin kaynakları da genel olarak, ülkelerin üye olduklarında
ödedikleri sermaye taahhütleri, yani kotalardan geliyor. Genel olarak
her bir üye ülkenin ekonomisinin büyüklüğünü yansıtan kotalar, üyenin
sahip olduğu eşit birim oy sayısı ile ülkelerin oy gücünü de gösteriyor.
Yaklaşık 145 milyar dolar değerindeki altın mevcudu IMF'yi, dünyanın en
büyük üçüncü resmi altın rezervi sahibi yapıyor. IMF üye ülkeden gelen
talep üzerine borcu çoğu zaman bir "düzenleme (anlaşma)" çerçevesinde
veriyor.
Bu düzenlemelerde ülkenin ödemeler dengesindeki sorunları çözmek için
uygulamayı kabul ettiği belirli politikalar ve tedbirler de yer
alabiliyor.
IMF, "stand-by düzenlemeleri, genişletilmiş fon kolaylığı, kredi
hatları ve düşük gelirli ülkelere borç verme" araçları ile borç veriyor.
Türkiye ile 19 stand-by
IMF'ye 11 Mart 1947'de üye olan Türkiye, bugüne kadar yaptığı 19
stand-by anlaşmasından sadece son 2'sini başarıyla tamamlayabildi.
Son iki stand-by anlaşmasında dikkati çeken bir başka nokta ise her iki
anlaşmanın herhangi bir ekonomik kriz nedeniyle gerçekleştirilmemiş
olması.
Türkiye'nin IMF ile ilk stand-by anlaşmasını yaptığı tarih 1 Ocak 1961.
İlk stand-by anlaşması bir yıl sürdü ve 31 Aralık 1961'de sona erdi.
Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin başlaması, IMF ile stand-by
düzenlemelerinin başladığı döneme rastlıyor. 30 Mart 1962'de IMF ile
yeni bir düzenlemeye giden Türkiye'nin bu anlaşması bir yıldan az
sürerek 31 Aralık 1962'de bitti.
IMF ile 15 Şubat 1963'te üçüncü stand-by'ı yapan Türkiye'nin söz konusu
anlaşması yaklaşık dokuz ay sürdü. Dördüncü stand-by, 15 Şubat 1964'te
başlayıp, 31 Aralık 1964'te bitti. Türkiye, 1961 yılından 1970 yılına
kadar her yıl, IMF ile bir stand-by anlaşması gerçekleştirdi.
Anlaşmalar genellikle bir yıl dolmadan sona erdi. 1970'ten 1978 yılına
kadar IMF ile yaptığı anlaşmalara ara veren Türkiye, 1978'den 1980
yılına kadar ise yeniden birer yıllık stand-by anlaşmaları imzaladı.
Türkiye, 18 Haziran 1980'de IMF ile en uzun stand-by anlaşmasını yaptı.
Bu anlaşma 17 Haziran 1983'de sona erdi. Türkiye'nin 1983 yılında
yaptığı bir başka stand-by düzenlemesi bir yıl sürdü.
Stand-by'a 10 yıl ara
Türkiye, 1984'ten 1994'e kadar IMF ile stand-by düzenlemesine gitmedi. 8
Temmuz 1994'de yapılan stand-by ise 26 Eylül 1995'de sona erdi.
Bu tarihten 1999'a kadar stand-by düzenlemesine yeniden ara veren
Türkiye, 1999-2002 döneminde 17'nci stand-by düzenlemelerini
gerçekleştirdi.
18'inci stand-by düzenlemesine 4 Şubat 2002'de başlayan Türkiye,
anlaşmanın sona ermesinden önce Ocak 2005'te 19'uncu stand-by'ı yaptı.
Türkiye'nin, IMF ile 52 yıl içinde gerçekleştirdiği stand-by
anlaşmaları genelde, bitmesi gereken zamandan önce başarılamadan sona
erdi.
Genellikle krizlerin ardından mecburi olarak düzenlemeye giden Türkiye,
bu süreçte IMF'den 50 milyar doların üstünde kaynak sağladı.
Türkiye, 2014'de İcra Direktörü
Bu arada G-20 platformunda varılan uzlaşı neticesinde, 2010 yılında
IMF'de kapsamlı bir kota ve yönetim reformu onaylanmıştı. Reform
yürürlüğe girdiğinde fon üyesi ülkelerin toplam kotaları iki katına
çıkarılmış, dinamik yükselen piyasa ve gelişmekte olan ülkelerin kota
payları önemli ölçüde artırılmış olacak.
Reform kapsamında ayrıca İcra Direktörleri Kurulu'nun yeniden
yapılandırılması ve Avrupa ülkelerinin sandalyelerinin ikisini,
gelişmekte olan ülkelere devretmesi kararlaştırıldı.
IMF 2010 Kota ve Yönetim Reformu'nun yürürlüğe girmesiyle Türkiye'nin
kotası 4 milyar 658,6 milyon SDR'ye yükselecek. Böylece Türkiye'nin ülke
kotasının IMF kotaları içerisindeki payı yüzde 0,61'den, yüzde 0,98'e
ulaşacak ve Türkiye, IMF'de en yüksek kota payına sahip üye ülke
sıralamasında 32'nci sıradan 20'nci sıraya yükselecek.
Grupta İcra Direktörlüğü pozisyonu, 2014 sonrasında ülkelerin göreli oy
güçlerine paralel dönüşüme tabi olacak. Bu kapsamda 2014-2016 döneminde
İcra Direktörlüğü pozisyonunu Türkiye üstlenecek. 2016-2018 döneminde
ise bu görevi Çek Cumhuriyeti veya Macaristan yürütecek.
Türkiye, 2018-2020 döneminde söz konusu görevi tekrar üstlenecek.
2020-2022 döneminde İcra Direktörlüğü yine Macaristan veya Çek
Cumhuriyeti'ne geçecek.
Türkiye, İcra Direktörlüğü'nü yürütmediği dönemlerde İcra Direktör
Vekilliği görevinde bulunacak. Reform kapsamında IMF İcra Direktörleri
Kurulu'nda geçtiğimiz dönemde Avustralya ve Kore, İcra Direktörlüğü
pozisyonunu dönüşümlü olarak yürütme kararı vermişti.
Önümüzdeki dönemde benzer biçimde Hollanda ile Belçika ve İsviçre ile
Polonya kendi gruplarında İcra Direktörlüğü pozisyonunu dönüşümlü olarak
yürütecek.
Borç alan ülkeden kaynak taahhüt eden ülkeye
IMF kaynaklarının artırılmasına yönelik 2012 yılı başından itibaren
sürdürülen çalışmalar kapsamında çeşitli ülkeler tarafından 461 milyar
dolar tutarında kaynak taahhüt edilmişti.
Türkiye de bu çabaya katkıda bulunmak üzere G-20 Los Cabos Liderler Zirvesi'nde 5 milyar dolar tutarında taahhütte bulunmuştu.
Konuya ilişkin teknik düzeyde görüşmelerin, IMF ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası arasında sürdürüldüğü belirtiliyor.
AA