Double Three Way: Bu bölgelerde bu coğrafyanın en etkili ajanslarından biri olduk, bir yılda bunu başardık Anadolu Ajansı AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk 08 Nisan 2013 KOCAELiMarmaraYenikapıaktifsayfa.com
"Ben
zeki
doğmuştum,
beni
eğitim
mahvetti…"
Mark Twain
Bu bölgelerde bu coğrafyanın en etkili ajanslarından biri olduk, bir yılda bunu başardık Anadolu Ajansı AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk 08 Nisan 2013 KOCAELi
Bu coğrafyanın en etkili ajanslarından biri olduk
08 Nisan 2013 KOCAELİ
AA
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Öztürk,
"Bu bölgelerde bu
coğrafyanın en etkili
ajanslarından biri olduk, bir yılda bunu
başardık"
dedi.
Anadolu Ajansı
(AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, İletişim
Platformu Derneğince Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İletişim Fakültesinde
düzenlenen "Anadolu Ajansı ve Yeni Nesil Gazetecilik" konferansına katıldı.
AA'nın tanıtım filminin izlenmesiyle başlayan konferansta konuşan
Öztürk, 1920'den beri Türkiye ve dünyadaki gelişmelere tanıklık ederek,
not aldıklarını ve arşivlediklerini söyledi.
AA'nın Türkiye'nin
hafızası olduğunu, 6 Nisan 1920'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
telgrafıyla kuruluşunun ilan edildiğini hatırlatan Öztürk, "İstanbul'dan
Ankara'ya giden bir trenin kompartımanında Yunus Nadi, Halide Edip gibi
milli mücadele kahramanları kendi aralarında bir ihtiyaçtan
bahsettiler. Bu, 'dünyanın en büyük milli mücadelelerinden biri olan
Kurtuluş Savaşı'nı dünyaya sağlıklı duyurmak için ne yapabiliriz'
ihtiyacından doğdu. Bu tren Geyve'de durduğunda bir ajans kurma fikri
kafalarında belirdi" diye konuştu.
Öztürk, Mustafa Kemal
Atatürk'ün önderliğinde, milli mücadelenin şeklini ve ruhunu bütün
dünyaya duyurmak için kurulmasına karar verilen AA'nın İngilizce ve
Fransızca yayınlar yapabilen, Türkiye'yi dünyaya tanıtabilen bir ajans
olduğunu belirterek, zaman geçtikçe gücünün zayıfladığını, çok dilli
yayından tek dilli yayına gerilediğini bildirdi.
"Kendimizi
dünyaya anlatmak yerine sadece Türkiye içinde anlatmaya başladık" diyen
Öztürk, AA'nın yaş açısından diğer ajanslara yakın ama üretilen materyal
bakımından diğerlerinin gerisinde olduğunu söyledi.
Yıl sonu
itibarıyla günlük bin 500 fotoğrafı yayına vermeyi amaçladıklarını dile
getiren Öztürk, "Artık değişen internet ve habercilik nedeniyle fotoğraf
yayınlamak çok önemli hale geldi. Video ise fotoğraftan daha önemli
hale geliyor. Onun sebebi de internet sitelerinin yoğunlukla videoyu
tercih etmesi" şeklinde konuştu.
Çok dilde yayın
Öztürk, 5 yayın diline ulaştıklarını, AFP ve AP'nin yayın dillerinin
AA'ya yakın olduğunu, Reuters'ın ise açık ara önde gittiğini kaydetti.
Tek kritik soruyla 100. yıl vizyonu çalışmalarına başladıklarını anlatan Öztürk, şöyle devam etti: "Türkiye'nin,
Başbakanın, muhalefetin Ortadoğu'ya yönelik bir haberini, o bölgedeki
ülkelerde yayımlanan gazetelere kim tercümeli koyuyor?' Kritik sorumuz
bu. Ortadoğu'da kritik bir güçsek ve etkin bir güç olmak için epeyce yol
katettiysek, sizin bu etkin gücünüzü bu bölgeye taşıyacak enstrümanınız
nedir, bu tercümeyi kim yapıyor? Onu da geçelim. Avrupa'da rakip
gördüğünüz ülkeler vardır, siyasi olarak. Avrupa'nın 6., dünyanın 17.
büyük ekonomisi...
Avrupa'daki bir gazetenin önüne bu haberi
İngilizce çevirip yayım yapan ajans kimdir? Biz değildik. Arapça çeviren
de biz değildik. Eğer Kafkasya'da, ata topraklarında mücadele
içindeyseniz, Rusya'ya çeviren de biz değildik. Balkanlar'da hala çocuk
alıp verdiğimiz, büyüklerimizin yaşadığı topraklarda mücadeleniz,
kavganız varsa, oradaki medyaya servis yapan da biz değildik. 'O zaman
bir terslik var' dedik."
"100. yıl vizyonunu hazırladık"
Söz konusu nedenlerle AA'nın 100. yıl vizyonunu hazırladıklarını dile
getiren Öztürk, "İşte o muhabirin, o sayfa sekreterinin, o gazetenin,
televizyonun ihtiyaç duyduğu Arapça, İngilizce, Boşnakça haberi biz
üretmeliyiz' dedik, mesajımız doğrudan gitsin. İletişimde kural bu.
Kaynak-alıcı, ikisinin arasındaki mesajı kim kodluyor? Kritik sorumuz
bu'' ifadesini kullandı.
Öztürk, yıllarca Ortadoğu'da mücadele
ettikleri ajansın haberleri bölgeye servis etmesinin enteresan olduğuna
dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bir terslik var. Siz bölgesel güç
olmak istiyorsanız, böyle bir iddianız varsa, bu iddialı enstrümanlara
sahip olmanız gerekiyor. Türkiye'nin marka değeri olmuş bir tane medya
organı var mı? Bilen var mı? Özel sektör ya da devlet, fark etmez.
Ortadoğu'da, Avrupa'da izlenen bir televizyonumuz, okunan bir gazetemiz
var mı? Yok. Peki ülkemizin o dünyaya vermek istediği mesajı rakibimiz
olan ülkeler götürüyor. O tersliği ortadan kaldırmak için 100. yıl
vizyonu hazırladık."
Öztürk, dünyada adı duyulan ajanslar
arasında yer almak istediklerini belirterek, Türkiye'nin bulunduğu
coğrafyanın iddialı insanların toprakları olduğunu, çeşitli
imparatorlukların doğduğunu, çöktüğünü ve yanmış ocaklardan külleri
üzerine cumhuriyetin kurulduğunu söyledi.
"Biz iddialı
insanların çocuklarıyız, o zaman bizim de iddialı olmamız lazım" diyen
Öztürk, "Evet, büyük hedef koyabiliriz, koyduk ta. Dünyada her yere
ofisler açmaya karar verdik. Şu anda Kahire, Saraybosna, Bakü'de
ofisimizi açtık, Brüksel'de, Newyork'ta ofisimiz var. Bu bölgelerde bu
coğrafyanın en etkili ajanslarından olduk, bir yılda bunu başardık''
şeklinde konuştu.
Haber Akademisi
Öztürk, 100. yıl vizyonunu gerçekleştirmek için nitelikli elemanlara
ihtiyaç duyduklarını, bu amaçla Haber Akademisi'ni kurduklarını anlattı.
Çok dilli yayın için yabancı dil bilen mezunlara ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Öztürk, şu bilgiyi verdi: "Peki
bu insan kaynağını nereden bulacağız? İletişim fakültelerinden
çıkmıyor. Enteresan olan şey şudur, ajansın iletişim fakülteleriyle
ilgili alnı açık bir istihdam şekli vardır. Haberci kadrosunda çalışan
473 arkadaşımız var, 239'u iletişim fakültesi mezunu. Hiçbir medya
kuruluşunda bu kadar yüksek istidam göremezsiniz, yüzde 51 ama bunlar
kendilerini yetiştirmişler. Kültürel, donanımı yüksek, kaliteli
arkadaşlar.''
Üniversiteden mezun olan öğrencileri ikinci bir
eğitimden geçirdiklerini dile getiren Öztürk, bu yıl diplomasi ve finans
muhabirliği eğitimi verdiklerini, eğitim programına bin 500 kişinin
başvurduğunu anımsattı.
Adaylardan 50'sinin akademiye girmeye
hak kazandığını, 30'unun ajansta çalışma şansı yakaladığını vurgulayan
Öztürk, sektörün çok zor durumda olduğunu, iş bulmanın zorlaştığını
bildirdi.
Yeni nesil gazetecilik
Kemal
Öztürk, tek yabancı dilin yetersiz olduğunu, iki yabancı dil bilenleri
tercih etmeye başladıklarını kaydederek, ajansta özel bir ekibin insan
kaynağıyla ilgilendiğini anlattı.
İnsan kaynağını güçlendirmek için çalıştıklarını ifade eden Öztürk, şunları dile getirdi:
"Ajansta
göreve başladığımda üniversite mezunu oranı yüzde 50'ydi, şu anda yüzde
75, yüzde 100 olması lazım. Üniversite mezunu olmayan kişinin haberci
olmaması lazım. Artık uluslararası bir mücadele içindeyseniz
kaynaklarınızı buna göre değiştirmeniz gerekiyor. Yani yeni nesil
gazetecilik doğuyor. Yeni nesil sektör var. 'İnternet devrimi' denilen
şeyi gerçekleştiren gençler, gelecekte nasıl bir sektörle
karşılaşacaksınız?" Bilişim ve cep telefonu sektörünün hızla
geliştiğini, medya sektörünün ciddi bir krizle karşı karşıya olduğuna
işaret eden Öztürk, sektörün yeni gelişmelere ve pozisyonlara göre
kendini düzeltmesi gerektiğinin altını çizdi.
Öztürk, dünyanın
en önemli gazetelerinin yeni pozisyonlarını alarak, dijital ortama
geçtiklerini, yeni yazılımlar, yeni teknolojiler, yeni internet siteleri
kurduklarını, kendilerini sürekli geliştirdiklerini belirterek,
"Gelecekte kağıda basılmayan bir basın sektöründen bahsediyoruz" dedi.
Öztürk, şöyle devam etti:
"Sayfa
mizanpajcıları, redaktörler, matbaa işçileri, habercilerin geleceği ne
olacak? İletişim fakültelerinde yıllık 5 bin civarında mezun veriyoruz. 5
bin civarındaki mezun arkadaşımız nerede çalışacak, nerede iş bulacak?
Sektör bırakın eleman almayı, eleman çıkartıyor. Reklam gelirleri
azaldıkça, gazeteler kapanır. O zaman gelecekte nasıl bir meslek
bekliyor, bunu tartışmamız lazım. İnternet devrimiyle karşıya
karşıyayız. Okuma şeklimiz değişiyor. Gençler artık kağıda basılı gazete
okumuyor. Kağıda basılı sektör bittiğinde yeni bir medya ile karşı
karşıya kalacağız."
Öztürk, Twitter'in sektörü en fazla
etkileyen sosyal alan olduğunu, 517 milyon kişinin büyük bir şevkle ve
heyecanla sürekli haber vermek istediğini ifade ederek, milyonlarca
mesaj ve fotoğrafın ücretsiz atıldığını, Twitter'dan daha hızlı haber
hazırlayan kimsenin kalmadığını vurguladı.
Türkiye'de Twitter'i 8
milyon kişinin takip ettiğini aktaran Öztürk, birçok kurumda
kullanımının yasak olduğunu, AA'nın ise çalışanlarını kullanmaya
özendirdiğini sözlerine ekledi.
Öğrencilerin sorularını da
yanıtlayan Öztürk'e, konferansın sonunda KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Hasret Çomak, teşekkür plaketi verdi.