Davamız edeple zafere ulaşacaktır
24 Nisan 2013 İSTANBUL
Başbakan Erdoğan, "Bizim
davamız, bizim hareketimiz, bizim gönülleri fethimiz, biliniz ki ancak
ve ancak edeple ilerleyecek, edeple zafere ulaşacaktır" dedi.
Toplantıya geç katıldığı için
af dileyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sabah İstanbul'da uluslararası
bir toplantıya katıldığını, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet
Özel'in dün vefat eden babası emekli Albay Seyfettin Özel'in cenaze
töreni için Ankara'ya gittiğini, törenin ardından İstanbul'a döndüğünü
söyledi.
Başbakan Erdoğan, ÖNDER İmam Hatip Liseleri Mezunları
Mensupları Derneği'nin, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlediği "Kutlu
Doğum" etkinliğinde yaptığı konuşmada, gençlere, her zaman, "önce edep,
önce haya, önce tevazu" demeyi tavsiye etti.
Gençlerden,
konuşurken edebe riayet etmelerini isteyen Erdoğan, "Ya susun, ya hayır
söyleyin. Yürürken, yemek yerken, oturup kalkarken, her anınızda lütfen
edebe riayet edin. 'Edep ya Hu' sözünü dilinizden hiç eksik etmeyin.
Bizim davamız, bizim hareketimiz, bizim gönülleri fethimiz, biliniz ki
ancak ve ancak edeple ilerleyecek, edeple zafere ulaşacaktır" dedi.
Edebin terk edildiği yerde sefalet ve husumetin olacağını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Kardeşin
kardeşe hürmet göstermediği, edeple muamele etmediği yerde çatışma
olur, terör olur. Edebin önemsenmediği yerde ilim değil cahillik olur;
ilerleme değil gerileme olur, büyüme değil çöküş olur. İşte sizler, siz
gençler, bu ülkede, tüm bu coğrafyada, edebin değerini tek tek
anlatacak, edebin önemini hatırlatacak ve en başta edep ve hayayı tüm
coğrafyaya egemen kılacaksınız. Biz, imam hatip okullarını, işte en
başta bunun için önemsiyoruz. İlmini Kur'an-ı Kerim'den, edebini Siyer-i
Nebi'den almış bir gençliğin dünyayı değiştireceğine yürekten iman
ediyoruz."
"Birileri edebini bozabilir"
Erdoğan,
bugün terör meselesinin çözümü için başlatılan yeni süreci de edep ve
hayadan taviz vermeden sürdüreceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Birileri
edebini bozabilir. Birileri, 'Bu toprakların insanı' olduğunu söyleyip,
bu toprakların edep ve hayasından nasibini almamış olabilir. Birileri,
edebin dili yerine nefretin, husumetin, öfkenin, kanın diline esir
olabilir. Birileri, bütün milli ve manevi değerleri çiğneyip, ölmenin ve
öldürmenin çığırtkanlığını yapabilir ama biz, sabırla, metanetle, edep
ve hayanın diliyle konuşacağız. Biz, öfkenin ve nefretin değil sevginin
diliyle konuşacağız. Biz, ayırmanın, bölmenin, çatıştırmanın diliyle
değil kardeşliğin diliyle konuşacağız."