BM çağa uygun olmalı
15 Nisan 2013 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
Başbakan Yardımcısı Babacan,
"BM, kendini çağımızın yeni gerçekleriyle uyumlu hale getirmelidir"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BM Genel Kurulu'nda Genel Kurul
Başkanı Vuk Jeremic'in yönettiği "BM ve Küresel Ekonomik Yönetişim"
başlıklı tematik oturumda konuşma yaptı.
Babacan, oturumun hafta sonunda Washington'da düzenlenecek IMF ve
Dünya Bankası maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısı
öncesinde yapılması nedeniyle zamanlama bakımından çok uygun olduğunu
belirtti.
Son 10 yılda küresel ekonomik manzaranın ciddi değişime uğradığını
kaydeden Babacan, bunun nedeninin
yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin
küresel ekonomiden aldıkları payın artması olduğunu söyledi.
Babacan, "Şu anda küresel ekonomik gücün sismik değişimini
yaşıyoruz.
Gelişmiş ülkelerin küresel ekonomideki payı 2000 yılında
yüzde 63 iken, 2011'de yüzde 51'e düşmüştür.
Buna karşılık, yükselen ve
gelişmekte olan ülkelerin payı yüzde 12 artarak, yüzde 49'a çıkmıştır.
Küresel ekonomik durgunluk ve sonrasında meydana gelenler bu eğilimi
güçlendirmiştir"
dedi.
Bu tarihi değişime paralel olarak IMF ve Dünya Bankası'nda reformlar
yapıldığını ifade eden Babacan, G-20'nin yükselmesinin bu değişimin bir
sonucu olduğunu kaydetti.
Babacan, G-20'nin G-7 ve G-8 mekanizmalarının yerini aldığını ve
fikirlerin karşılıklı anlaşma yoluna sokulması için öncülük ettiğini
söyledi.
"G-20, BM ile ilişkisini güçlendirebilir"
Etkili bir küresel yönetişimin önündeki en önemli zorluğun
temsiliyeti etkin, hızlı ve sonuç odaklı karar alma mekanizmalarıyla
dengelemek olduğunu dile getiren Babacan, şunları söyledi:
"Bunun bir
ucunda uluslararası temsiliyeti olan ancak zamanlı kararları alıp
uygulayacak sınırlı bir kabiliyete sahip Birleşmiş Milletler bulunuyor.
Diğer taraftaysa, nispeten daha kolay karar alabilen ancak çok sınırlı
temsiliyeti bulunan G-7 yer alıyor. Bunların dışında elimizde G-20
platformu var. G-7'ye oranla temsil kabiliyeti daha yüksek ve BM'yle
karşılaştırıldığında harekete geçme kabiliyeti daha fazla. Ancak bu
G-20'nin kapalı ve kendinden menkul bir kurum olduğu anlamına gelmiyor.
Tam tersine, 2008 yılındaki kuruluşundan bu yana G-20 dış paydaşları da
içine almaktadır."
Babacan, G-20 olarak üye olmayan uluslararası kurumlar, özel sektör,
sendikalar, akademik kurumlar ve düşünce kuruluşları ile diyaloğu
artırmak istediklerini, sosyal yardım alanındaysa kalkınma konusuna özel
dikkat verilmesi gerektiğini söyledi.
G-20 ve BM'nin daha gelişmiş bir işbirliği mekanizması içinde
olabileceğine inandıklarını kaydeden Babacan, G-20'nin BM ile ilişkisini
çeşitli kanallar vasıtasıyla güçlendirebileceğini söyledi.
"BM, kendini yeniden yapılandırmalı"
BM sisteminde reform yapılması ihtiyacının altını çizen Babacan, şunları söyledi:
"BM,
kendini çağımızın yeni gerçekleriyle uyumlu hale getirmelidir. BM, 2.
Dünya Savaşı sonrası dönemin etkisiyle sisteme iliştirilmiş imtiyazları
geride bırakarak kendini yeniden yapılandırmalıdır. İnanıyoruz ki, bu
BM'nin meşruiyetini güçlendirecektir."
Türkiye olarak G-20'nin sosyal yardım faaliyetlerine ciddi katkılar
sağladıklarını vurgulayan Babacan, Türkiye'nin G-20 kapsamında çeşitli
konularda konferanslar düzenlediğini hatırlattı.
Babacan, "2015 yılında Türkiye G-20 dönem başkanlığını devralacak.
Dönem başkanlığımızda sosyal yardım faaliyetlerine büyük öncelik
vereceğiz. G-20 ve üye olmayan ülkelerle uluslararası kuruluşlar
arasındaki diyalog ve etkileşimin güçlendirilmesini hedefleyeceğiz" diye
konuştu.
Uluslararası mali kuruluşların yönetimlerinin seçiminin de şeffaf ve
liyakat temelinde yapılması gerektiğinin altını çizen Babacan, başarılı
küresel yönetişim ve sürdürülebilir kalkınma için ekonomik, sosyal ve
çevresel etkenlerin dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
Babacan,
"Sürdürülebilir kalkınma için daha etkin, şeffaf, hesap
verebilir ve gelişmiş bir uluslararası kurumsal sisteme ihtiyaç
bulunmaktadır" diye konuştu.
Babacan, adil, serbest, ayrımcılıktan uzak çok taraflı ticaret
sisteminin ekonomik büyüme ve kalkınmanın kalbi olduğunu ifade ederek,
korumacılık konusunda dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.