Avrupa'da ırkçılık endişe kaynağı
11 Nisan 2013 ANKARA
Cumhurbaşkanı
Gül,
"Irkçılık, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı, Avrupa'yı
etkisine alan ekonomik krizle de bağlantılı olarak ciddi bir endişe
kaynağı olmaya başlamıştır''
dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Avrupa'da göç, İslam ve çokkültürlülük"
konulu sempozyumda konuştu. Gül, sempozyumu düzenleyen Hacettepe
Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi, Oxford İslam
Araştırmaları Merkezi, Uluslararası Göç Örgütü, UNESCO Türkiye ve TBMM
AB Uyum Komisyonu yetkililerini tebrik etti.
Gül, göç konusuna
insanlık haysiyeti ve demokratik değerler çerçevesinden bakmak, meseleyi
bunları akılda tutarak çözmek zorunda olunduğunu belirterek şöyle
konuştu:
"Irkçılık, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı,
Avrupa'yı etkisine alan ekonomik krizle de bağlantılı olarak ciddi bir
endişe kaynağı olmaya başlamıştır. Göçmenleri güvenlik, işsizlik, suç,
fakirlik ve diğer sosyal sorunların ana sebebi şeklinde gösteren
partilerin oy oranları artmaktadır.
Halkın bu korkularına karşı,
göç konusunda sert tedbirler alan hükümetler ve ona siyasi partilerin
verdiği tepki de ayrı bir endişe sebebidir. Irkçılık, farklı kültürler
ve hayat biçimlerine dönük hoşgörüsüzlük, ne yazık ki Batı toplumlarının
en müzmin hastalıklarından biridir. Bu hastalık, toplumsal refah
dönemlerinde kontrol altına alınabilse de özellikle ekonomik kriz
dönemlerinde yeniden baş gösteriyor.''
Meşru yollar
Bu tür aşırı fikirler ile mücadele ederken meşru yollara başvurmanın esas olması gerektiğine vurgu yapan Gül şunları vurguladı:
''Haklı iken haksız duruma asla düşmemek gerekir. Avrupa'da yaşayan
Müslümanlar, demokratik ve hukuki mekanizmaları işleterek, bu tür
saldırgan ve ırkçı siyasetin gerçek yüzünü içinde yaşadıkları toplumlara
göstermelidirler. Irkçılık ve ayrımcılık demokrasinin düşmanıdır.
Bu tehdidi, yine 'demokrasinin kendini koruma' reflekslerini harekete
geçirerek bertaraf etmeliyiz. Bu nedenle Avrupa'da insani ve demokratik
değerler bakımından 'ortak bir vicdana' sahip olan herkesi, bu tür aşırı
akımlarla mücadele etmeye davet ediyorum."
İslam, Avrupa'nın bir gerçeği
Kapsayıcı ve kucaklayıcı bir siyaset dilinin, göçmenlerin ve farklı
dini toplulukların entegrasyonu bakımından
hayati önem taşıdığını ifade
eden Gül, şunları söyledi:
''İslam ve göçmenler yüzyıllardır
Avrupa'nın bir gerçeğidir. Avrupa kıtası, özellikle din bakımından
çoğunluktan farklı olan kesimlere hoşgörüyle yaklaşmadığı sürece, yeni
engizisyonların, holokostların ve
Srebrenitsaları hatırlatan olayların
oluşması muhtemeldir. Bu bakımdan, her ülke kendine has çözümleri
üretmekle mükellef olmakla birlikte, çok kültürlülüğe saygı göstermek
işin esasını oluşturmalıdır."