Kamu başdenetçisinden önemli açıklamalar
İlk Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
07 Nisan 2013 Pazar
Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, Türkiye’deki başörtü sorunu
konusunda bireylerin kendilerine yapacağı şikayet başvurularını nasıl
değerlendireceklerini anlattı.
Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğuna ve
İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi’ni kabul ettiğine dikkat çeken Ömeroğlu,
“Anayasamızda da din
ve vicdan özgürlüğü,
ifade ve düşünce özgürleri vardır. Müslüman
da
olabilir, Hristiyan da Yahudi de olabilir,
inançlarına, düşüncelerine
müdahale etme
durumunda değiliz.
Bize bu konuda herhangi
bir şikayet
geldiği vakit Avrupa standartlarına
uygun bir karar vermeyi düşünüyoruz.
Ondan da kimsenin şüphesi olmasın.”
dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Kamu
Başdenetçisi Ömeroğlu, önemli açıklamalarda
bulundu.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 29 Haziran
2012 tarihinde Resmi Gazete’de
yayımlanarak
kurulduğunu hatırlatan Ömeroğlu, 3 ayda
kurumu hazır hale
getirmeye çalıştıklarını ve
29 Mart 2013 tarihide de şikayetleri resmen
almaya başladıklarını ifade etti.
Kurumun etkin bir şikayet mekanizması oluşturduğuna dikkat çeken
Ömeroğlu,
kurumun aynı zamanda birey ile idare arasındaki bir nevi köprü
görevi gördüğünü,
idarenin her türlü eylem ve işlemlerini, tutum
ve
davranışlarını, insan haklarına dayalı adalet
anlayışı içerisinde
incelemek, araştırmak ve
idareye önerilerde bulunmak olarak tarif etti.
Bireyler burada idarenin yapmış olduklarından memnun kalmamaları
halinde vatandaşların
idare başvuru yollarını tükettikten sonra yargı
başvurmadan önce kendilerine başvurabileceğini anlatan Ömeroğlu, hiçbir
ücret ödemeden başvurabileceklerini söyledi.
Ömeroğlu, kurum olarak ta
bu başvuruları en geç 6 ay içinde karara bağladıklarını dile
getirdi.
Yargı yolunun oldukça masraflı bir
başvuru yolu olduğunu aktaran
Ömeroğlu,
tamamen bireyin hakkını korumak adına bu
kurumun kurulduğunu,
hem vatandaşların
hem de yabancıların başvurularını aldıklarını,
bunun
da birçok Avrupa ülkesinde belki de olmadığını kaydetti.
"HAKKANİYETE UYGUNLUK DENETİMİ YAPACAĞIZ"
Vatandaşların neden yargı yerine Kamu Denetçiliği Kurumu’nu seçmesi
gerektiğini ise Ömeroğlu, şöyle anlattı:
“Artık kamu görevlisi, Türkiye
Cumhuriyeti’nde artık bir kamu Denetçiliği Kurumu’nun olduğunu, bu
kurumdan artık hiçbir şeyin gizlenemeyeceğini; devlet sırrı dahil, böyle
bir kurum var diyecek ve daha dikkatli davranacak. Çok daha kanuna ve
hukuka uygun davranacak. Bizim mahkemeden en büyük farkımız, mahkeme
hukuki denetim yaparken biz hakkaniyete uygunluk denetimi, yani
yerindelik denetimi de yapabileceğiz. İdarenin yaptığı işlemler,
tasarruflar hukuka ve kanuna da uygun olabilir.
Ancak adalete ve
hakkaniyete uygun değilse, biz idariye bu anlamda tavsiyelerimiz ol
acak.
Evet sen yasaya uygun yaptın ama vatandaşın bir mağduriyeti var, bu
mevzuata adil değil.
Belki ona bir tazminat önerebileceğiz. Belki ona
bir sulh önerebileceğiz.
Yaptığı işlemin hatalı olduğunu, bundan dönmesi
gerektiğini de söyleyeceğiz.”
"ULUSLARARASI ÜST NORMLARI DİKKATE ALACAĞIZ"
”Mahkemelerin kararlarının bizim verdiğimizin kararlardan çok farklı
sonuçlanmaması hedefimiz var.” ifadesini kullanan Ömeroğlu,
“Anayasamız,
kanunlarımız, mevzuatlarımız
var ancak insan haklarında, temel hak ve
özgürlüklerde, kadın ve çocuk pozitif
ayrımlarında olduğu gibi daha üst
normlar
varsa uluslararasında, biz anayasamızın 90.
Maddesi gereğince
temel kriterler olarak da
onları alacağız.
Böylece Avrupa İnsan
Hakları’nı yakalayacağız.”
sözlerini dile getirdi.
YETKİLERİNE GİRMEYEN 4 ALAN
Kurumun yetkisine girmeyen 4 alanının olduğunu vurgulayan Ömeroğlu, bu
alanları şöyle dile getirdi:
“Bunlardan biri Cumhurbaşkanı’nın resen
imzaladığı kararlar. İkincisi yasama yetkisinin kullanılmasına yönelik
faaliyetler. 3 ve 4. Alanlar ise Türkiye’de gerçekten devrim
niteliğinde. 3. Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar.
4’üncüsü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sırf askeri nitelikteki
faaliyetleri bizim yetki alanımızın dışında.”
"MÜSLÜMAN OLABİLİR, HRİSTİYAN OLABİLİR; İNANÇ VE DÜŞÜNCELERE MÜDAHALE ETME DURUMUNDA DEĞİLİZ"
Kurumun amaç ve hedefinde birey ve hak olduğunu her fırsatta vurgulayan
Ömeroğlu, kurumun Türkiye’nin bazı temel sorunları karşısında nasıl bir
yol izleyeceğine de açıklık getirdi. Özellikle bugünlerde gündemde olan
kamuda başörtü serbestliği konusunun hatırlatılması üzerine Ömeroğlu,
kendilerine bu konuda gelecek başvurularda yine bireyin yanında
olacaklarını şu ifadelerle anlattı: “Başörtü meselesi biliyorsunuz,
yıllardan beri, benim üniversite çağımdan beri trendi yükselerek devam
etti. Bizim temel ölçümüz, TC demokratik bir devlettir. Biz İnsan
Hakları Avrupa Sözleşmesi’ni de kabul etmiş ve imzalamış bir devletiz.
Anayasamızda da din ve vicdan özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürleri
vardır. Bu Müslüman da olabilir, Hristiyan da Yahudi olabilir,
inançlarına, düşüncelerine müdahale etme durumunda değiliz. Hafızam beni
yanıltmıyorsa ABD’de değişik inanç grupları kendi litüerleri ile kendi
sembolleri ile toplu yada ferdi olarak, ibadet etme özgürlüklerine
sahiptir. Bizim temel hedefimiz ve ölçümüz, Avrupa standartlarını
yakalamak.”