Double Three Way: Müdahalesizliğin bedeli 15 04 2013 pazartesi taraf ceren kenar İki sene bitti Suriye’de. Kanla, ölümle, yıkımla dolu iki seneMarmaraYenikapıaktifsayfa.com
"Ben
zeki
doğmuştum,
beni
eğitim
mahvetti…"
Mark Twain
Müdahalesizliğin bedeli 15 04 2013 pazartesi taraf ceren kenar İki sene bitti Suriye’de. Kanla, ölümle, yıkımla dolu iki sene
Müdahalesizliğin bedeli...
İki sene bitti Suriye’de.
Kanla, ölümle, yıkımla
dolu iki sene.
Şehirlerin yok olduğu, ailelerin
tarumar olduğu,
hayatların yarım kaldığı iki sene.
Kadınların kadınlıklarını
yaşayamadığı,
çocukların çocuk olmadığı iki sene.
Evlerin orta yerine
düşen Scud füzeleri, gökten ölüm saçan bombalar.
Bombaların iş görmediği
yerde devreye giren rejim için çalışan teröristler.
Tecavüzler,
infazlar, yağmalar...
Bir
medeniyetin, kuşakların yok olmasını hep beraber izledik. Barışçı
gösteriler ile başlayan, artık rejim adına çalışan gazetecilerin bile
rejimi sorumlusu olarak gördüğü bir iç savaşa dönüşen Suriye krizinde,
bilanço vahim. 70 binin üzerinde ölü, bir milyonu aşkın mülteci.
Henüz
ölü sayısı 10 bini bulmamışken uluslararası müdahale çağrıları
yapılmaya başlanmıştı. Altı çizilen nokta şu idi: Suriye krizinde
müdahilsizlik aslında bir şekil müdahil olma biçimiydi.Rusya, İran, Çin
üçlüsünün aktif desteğini dengelemeyecek bir girişimin Esed için
katliamlarına devam etme izni olduğu söyleniyordu. Öyle de oldu.
Uluslararası müdahale alerjisi
Ortadoğu’da
farklı ideolojik grupların, örneğin liberallerin, solcuların,
İslamcıların, üzerinde hemfikir olduğu ve sıklıkla dile getirdiği bir
gerçek vardır.Batı ittifakı bölgedeki dikta rejimlerini
desteklemiştir. Bazen bu destek bizzat bu dikta rejimlerini iktidara
getirmek suretiyle aktif olarak sunulmuştur. Bazense bu rejimlerle
diplomatik ilişkiler sürdürülmüş ve zımnen diktalara meşruiyet
atfedilmiştir. Bu rejimler tarafından mağdur edilen geniş halk
kesimlerinin bu nedenle Batı’yı suçlaması son derece anlaşılabilir ve
haklı bir tepkidir.
Ancak ne zaman Batı ittifakı
bu dikta rejimlerine karşı bir hamlede bulunsa, daha önce Batı’yı bu
rejimlere destek vermekle suçlayan grupların söylemi değişir. Birden
bahsi geçen ülkenin “egemenlik hakları” ve “bağımsızlığı” mevzubahis
olur. Diktaya destek verdiğinde kötü olan uluslararası kamuoyu, diktayı
karşısına aldığında yine kötü olmaktan kurtulmaz. Üçüncü sınıf
anti-emperyalist sloganlar etrafında birleşilir. Öyle ya Rus yapımı Scud
füzeleri veya MiG savaş jetleri tarafından öldürülmek, NATO
müdahalesine yeğdir.
Suriye meselesinde alınan
tavır da bu anlamda şaşırtırcı olmadı. Esed’in katliamları kılımızı
kıpırdatmadı ancak uluslararası kamuoyunu bu katliamlara mani olmak için
harekete çağıran her girişim büyük bir nefret dalgası yarattı. Irak
örneği üzerinden uluslararası müdahalenin Suriye için büyük felaketler
getireceği söylendi. Uluslararası müdahalenin Suriye’de bir iç savaş
ortamı yaratacağı, mezhepsel gerilimi büyüteceği, radikal unsurları
arttıracağı ve Suriye’nin bölünmesine sebebiyet vereceği söylendi. Büyük Suriye projesi
Uluslararası
müdahalenin olması ihtimalinde gerçekleşeceği iddia edilen bütün
felaket senaryoları bugün, müdahilsizlik durumu sonucunda gerçekleşiyor.
Suriye’de iç savaş büyüyor, mezhepsel gerginlik süreç uzadıkça artıyor,
Batı kamuoyundan yüz bulamayan Suriyeliler çareyi radikal unsurlarda
görüyor ve Suriye harita üzerinde olmasa da zihinsel olarak bölünüyor.
Uluslararası
toplumun bu meseledeki kayıtsızlığı ve beceriksizliği sadece Suriye’ye
mal olmadı. Suriye’de yaşananların bilançosu yeterince trajik ve ağır.
Ancak korkarım ki Suriye örneğinin bedeli sadece Suriye ile sınırlı
kalmayacak.
Uluslararası kamuoyu Suriye üzerinden şu anda dikta
rejimleri altında yaşayan halklara çok acı bir ders verdi. Suriye
halkını yalnız bırakan uluslararası kamuoyu aslında dikta rejimleri
altında yaşayan haklara önemli bir mesaj verdi. Biz yokuz dendi,
yalnızsınız, kendi başınızın çaresine bakın. Bir diktatörü devirmenin
bedeli onbinlerce kişinin ölümü, ülkenizin yerle yeksan olması dendi.
Suriye
örneğinden sonra hangi halk kendisini yöneten diktatörü devirme
girişimine cesaret edebilir? Ürdünlüler, Suudiler, Bahreynliler,
İranlılar nasıl, hangi güçle sokağa dökülebilir?
Suriye
meselesindeki müdahilsizliğin sonucu Ortadoğu’da tarihin akışının
yavaşlatılması oldu. Bu müdahilsizlik sadece Esed rejiminin ömrünü
uzatmadı, bölgedeki tüm dikta rejimlere hayat nefesi verdi.