Double Three Way: Türkiye artık yükselen bir donör ülke 12 Nisan 2013 ANKARA Sosyal ödemede aslan payı SGK'ya gidiyor MarmaraYenikapı aktifsayfa.com
Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye

12 Nisan 2013 Cuma

Türkiye artık yükselen bir donör ülke 12 Nisan 2013 ANKARA Sosyal ödemede aslan payı SGK'ya gidiyor

Sosyal ödemede aslan payı SGK'ya gidiyor

12 Nisan 2013 ANKARA 

 

İşverenlerin yaptıkları sosyal ödemelerde en büyük pay, Sosyal Güvenlik Kurumuna gidiyor.


Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) Çalışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyeti Araştırması'nda, işverenler tarafından yapılan sosyal ödemelerin dağılımı incelendi.

Araştırmaya göre, sosyal ödemelerin dağılımında en büyük payı SGK alıyor. İşverenlerin çalışanları için yaptığı "sosyal ödemeler"in yüzde 40,3'ünü SGK işveren primi oluşturuyor.

İşçilere yansıyan en büyük sosyal ödeme kalemini, yüzde 12,7'lik payla yemek bedeli oluşturuyor.

Kıdem tazminatının oranı ise yemek bedelinin gerisinde kalıyor. Kıdem tazminatının sosyal ödemeler içerisindeki payı, yüzde 11,9 düzeyinde bulunuyor.

İşverenlerin, çalışanlarının ulaşımı için yaptığı harcama yüzde 9,4'lük pay oluştururken, yakacak yardımının oranı ise yüzde 5,5'e karşılık geliyor.



Türkiye artık yükselen bir donör ülke

12 Nisan 2013 ANKARA

 

Başbakan Yardımcısı Babacan,

 "Türkiye'nin artık yükselen bir donör ülke" 

konumuna geldiğini belirterek, "Geçen yıl yurt dışına yaptığımız hibeler 2,5 milyar doları geçti" dedi.



Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce düzenlenen "Ekonomi Güvenliği" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasi reform ve ekonomik başarılarıyla geldiği konumun tüm dünyada hem yakından izlendiğini hem de takdir edildiğini söyledi.

Son 10 yılda Türkiye'nin çok önemli reformlara sahne olduğunu belirten Babacan, "Siyasi ve ekonomik reformları hep paralel götürdük. Çünkü, 'İyi işleyen bir demokrasi, ancak beraberinde sıhhatli işleyen bir ekonomi ile mümkün olacaktır' dedik. 'Demokrasideki başarılarımız, ekonomideki başarılarımızı güçlendirecek. Ekonomideki başarılarımız, demokrasideki başarılarımıza katkı yapacak' dedik" ifadesini kullandı.

Türkiye dış yardımlarını en fazla artıran ülke
Türkiye'nin bu dönüşüm süreçlerine yoğun destek verdiğini anlatan Babacan, "Hem kendi tecrübelerimizi paylaşıyoruz hem de o ülkelere finansman desteği sağlıyoruz. Türkiye artık yükselen bir donör ülke. Dünya ülkelerini sınıflandırdığımızda yükselen bir donör ülke olarak görülüyoruz. Geçen yıl yurt dışına yaptığımız hibeler 2,5 milyar doları geçti. OECD ülkeleri içerisinde Türkiye, 2011-2012 yıllarında, dış yardımlarını en fazla artıran ülke konumunda" dedi.

Ekonomi güvenliği konusu
Ekonomi güvenliği konusunda jeopolitik konuların listenin başında geldiğini, ülkeler arasındaki sınırların artık anlamını yitirdiğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu:

"Bunun kazan-kazan sonucunu oluşturacağına inanıyoruz. Ülkelerin birbirlerine olan ekonomik bağımlılığı çoğaldıkça, her ülkenin güvenliği açısından siyasi istikrarı açısından olumlu sonuçlar getirecektir. Bunu yapmak için de özel bir çaba içerindeyiz. Daha çok ticaret, karşılıklı daha çok yatırım, bir ülkenin eksiğini bir ülkeden karşılamak, sermaye birikimi olan ülkelerin olmayan ülkelerle daha çok iş yapması. Yani daha çok birbirine entegre hale gelmiş ülkeler. İşte böyle bir sonucun bölgesel güvenlik açısından son derece önemli sonuçlar getireceğine inanıyoruz."

"Kanal İstanbul Projesi ile ilgili karar tamamlandı"
Babacan, önlerinde çok önemli vizyon projeleri bulunduğunu, bu projelerden en önemlisinin Kanal İstanbul Projesi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Kanal İstanbul Projesi ile alakalı kanal yapıldığında bazı yolların yerinin değişmesi gerekecek. Köprüler gerekecek. İşte bunun ilgili Yüksek Planlama Kurulu kararı bu hafta içinde tamamlandı. Çünkü öncelikle yol, köprü çalışmalarının başlaması gerekiyor, arkasından da Kanal İstanbul Projesi'ni gerçekleştirelim. Bu ilk etapta bakanlar olarak 'acaba olur mu, olmaz mı, çok mu çılgın, acaba gerçekleştirilebilir mi?' şeklinde şüpheler hissettik ama Sayın Başbakanımız bunu açıkladı. Olmayacak olsa zaten bu açıklanmazdı. Biz, bunun gerçekçi bir proje olduğuna inanıyoruz. Türkiye için, hatta dünya için çok konuşulacak bir proje olduğuna da inanıyoruz. Her türlü çevre değerlendirmesi ve hazırlığı çok dikkatli yapılmalı ama yapıldıktan sonra da İstanbul'u, İstanbul'un deniz trafiğini çok rahatlatacak bir proje haline gelecek. Aynı zamanda İstanbul'un daha sıhhatli, daha düzenli büyümesini de beraberinde getirecek proje olacak."